Kurumumuz tarafından “10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni” düzenlendi.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 85. yıl dönümü münasebetiyle Kurumumuz tarafından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Bakanlar ve devlet erkânının katılımı ile Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni düzenlendi.
Törene, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlandı.
Törenin protokol konuşmaları, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy ve Başkanımız BE Prof. Dr. Derya Örs tarafından yapıldı.
Konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, İstiklal Mücadelesinin Başkomutanı, Cumhuriyet’in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete irtihalinin 85. yılında hürmetle, rahmetle yâd etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin binlerce yıllık devletler zincirinin son halkası olduğunu söyleyen Erdoğan, “Coğrafyamızda, Selçuklu’dan Osmanlı’ya devrolan istiklal bayrağı, 1923’ten itibaren Cumhuriyet ile dalgalanmayı sürdürmektedir. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurulması, gelişmesi, büyümesi için gayret gösteren herkesi bir kez daha şükranla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma mücadelesini, Millî Mücadele ruhuyla sürdürüyoruz. Cumhuriyetimizin yeni asrına Türkiye Yüzyılı adını vermemiz işte bu anlayışladır.” diye konuştu.
Türkiye’nin önüne çıkan zorlukları aşarak demokrasi ve kalkınma yolculuğuna devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “Salgından depreme, bölgesel çatışmalardan, küresel krizlere, nice sıkıntıların üstesinden tüm dikkatimizi, enerjimizi, imkânlarımızı büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda seferber ederek geliyoruz. Cumhuriyetimizi siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri olarak tarihinin en güçlü seviyesine getirmek nasıl bize nasip olduysa, inşallah Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini de hep beraber göreceğiz. Vefat yıl dönümünde Atatürk’ü gerçek manada anmanın ve mirasına sahip çıkmanın işte böyle olacağını düşünüyoruz. Bu bakımdan, Yüksek Kurumumuzun altındaki kurumlarıyla birlikte yürüttüğü çalışmaları yakından takip ediyor ve destekliyoruz.” dedi.
Konuşmasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, rahmet ve şükranla anarak başlayan Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy, şunları kaydetti:
“Atatürk’ü en doğru şekilde anmanın yolunun, onun hedeflerini en iyi şekilde anlamaktan geçtiğine inanıyoruz. Bu çerçevede, Gazi Mustafa Kemal’in bizlere gösterdiği en önemli hedefler, ülkemizin bağımsızlığını muhafaza etmek ve Türkiye’nin müreffeh bir ülke olarak muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasını sağlamaktır.”
Şanlı maziye sahip Türk milletinin, tarihte büyük badireler atlatarak en zor koşullarda dahi bağımsızlığından taviz vermemeyi başardığını anımsatan Ersoy, bu çerçevede bağımsızlık ruhunu her daim diri tutmanın asli görevlerinin başında geldiğini söyledi.
Ersoy, bağımsızlık ile muasır medeniyet hedeflerine ulaşmak arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ifade ettiği gibi Türkiye’nin asıl gücü, ne topu ne tüfeği ne de süngüsüdür. Türkiye’nin asıl gücü, insanımızın birliği, beraberliği, kardeşliği ve bundan kaynaklanan cesaretidir.” diye konuştu.
Eğitimde, kültürde, sanatta, teknolojide, bilimde dünyadaki güç odakları tarafından yönlendirilen değil kendi değerlerini üreterek küresel sisteme yön veren bir Türkiye için çalıştıklarını dile getiren Ersoy, yaptıkları çalışmaların neticesini görmeye başladıklarını, Türk kültürü, sanatı ve teknolojisinin yakından takip edildiğini vurguladı.
Ersoy, 200’den fazla ülkede Türkiye’nin tanıtımını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Muasır medeniyet yolunda 100 yıldır her alanda büyük hamleler gerçekleştiren ülkemiz, kültür, sanat ve turizm alanlarında da artık dünyanın en önemli markalarından biri hâline gelmiştir.” dedi.
Atatürk Kültür Merkezi, CSO’nun yeni binası, Rami Kütüphanesi, Kız Kulesi’nin restorasyonu, Atlas Sineması, Sümela Manastırı ile yurt dışındaki yapıların restorasyonunu gerçekleştirdiklerini hatırlatan Ersoy, kaçırılan tarihî eserlerin ülkeye getirilip müzelerde sergilenmesini sağladıklarını, Tekel fabrikasını kültür ve sanatın üretim merkezine dönüştürdüklerini, yeni kültür merkezleri inşa ettiklerini anlattı.
Ersoy, Türk kültürüne ilginin artmasıyla dünyanın dört bir yanında insanların Türkçe öğrenmeye başladığını ifade ederek, “Ülkemiz için hedefliyor, planlıyor ve gerçekleştiriyoruz. 85 milyon tek yürek, tek bileğiz. Yarınımız, bugünden çok daha güçlü olacak. Biz Cumhuriyet’e ve Atatürk’ün emanetlerine sahip çıkmanın, onun hedeflerini yerine getirmek için çok çalışmaktan ve üretmekten geçtiğine inanıyoruz ve biz işte bunu hep beraber başarıyoruz.” diye konuştu.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Sayın BE Prof. Dr. Derya Örs ise, Cumhuriyet’in kurucu önderi, Türk milletinin gönlüne taht kurmuş büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuzluğa uğurlayışın 85’inci yılı vesilesiyle düzenledikleri programda devlet erkânını ve konukları ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurtuluş savaşımızdan bugüne dek vatanları uğruna can vermiş olan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükran duygularıyla yâd eden Örs, şu hususları dile getirdi:
“Sayın Cumhurbaşkanım,
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını, ülkemizin her yerinde büyük bir coşku, heyecan, sevinç ve gurur içinde kutladığımız bugünler, Türk tarihinin en müstesna günleridir. “Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.” düşüncesinden yola çıkarak Cumhuriyeti ilan eden Atatürk’ün: “Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak, görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini, hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.” sözleriyle işaret ettiği üzere; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yüz yıllık birikimi sayesinde bugün ulaştığı siyasi, iktisadi, askerî ve kültürel güçle, zatıalilerince ilan edilmiş bulunan Türkiye Yüzyılı’nın başladığını bütün dünyaya ispat etmiş bulunmaktadır.
Atatürk’ün büyük bir ileri görüşlülükle ortaya koyduğu ve hedef gösterdiği ülkülere ulaşmak için yüz yıldır insanüstü bir gayretle çalışan devletimiz ve milletimiz, hiç kuşku yok ki 21. yüzyıla damgasını vuracak devletlerin ve milletlerin en başında gelecektir.
Cumhuriyeti, bir fazilet rejimi olarak tanımlayan Atatürk, muasır medeniyetler seviyesine erişme idealinin, ancak ve ancak demokrasi, insan hakları ve evrensel hukuk değerlerinin kendi ülkesinde en ileri standartlarda gelişmesi ve yerleşmesiyle mümkün olacağına inanan, kendi çağının önünde ve üstünde bir devlet adamıydı. Ülkemizin bugün geldiği noktada elde ettiği devasa başarılar, aklın, bilimin, teknolojinin ve sanatın önemine ve rehberliğine her fırsatta değinen Atatürk’ün ne kadar yerinde bir öngörüde bulunduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Sayın Cumhurbaşkanım,
2014 yılı 19 Mayıs’ında, inşası için talimat vermiş olduğunuz Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yerleşkesi’nin, 2024 yılı Mart ayında tamamlanarak hizmete açılacağı müjdesini yüksek huzurlarınızda büyük bir sevinçle duyurmak isterim. Başkent Ankara’mızın en büyük ve en görkemli binalarından birisi olacak yerleşkemizde bir araya gelecek olan bağlı kurumlarımız Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk Araştırma Merkezi, bundan böyle ana hatlarını çizmiş olduğunuz Türkiye Yüzyılı ülküsü doğrultusunda çalışmaya ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu bilimsel bilginin önemli bir bölümünü üniversitelerimizle iş birliği içinde üretmeye devam edecektir.
Geçen zaman zarfında, Atatürk Yüksek Kurumu’nun ihtiyaç duyduğu bu binanın yapılması için vermiş olduğunuz destekten dolayı şahsım ve kurum başkanlarım adına zatıalilerine en içten minnet ve şükran duygularımı ifade etmeyi kendime bir borç bilirim.”
Örs, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Törenine teşriflerinden dolayı zatıalilerine, değerli devlet erkanına ve aziz konuklara teşekkürlerini iletti.