1996 Yılı Ödül Sahibi: UNICEF (Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu)
Ödül Yılı
1996
Hakkında
Kuruluşundan bu yana geçen yarım yüzyıl zarfında UNICEF yalnız dünya çocuklarının sağlığı, eğitimi haklarının korunması, kısaca mutluluğu için çalışmalarda bulunmakla kalmamış aynı zamanda Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi istikametinde uluslararası düzeyde barışa önemli katkılarda bulunmuştur. Nobel Barış Ödülü’nün 1965 yılında UNlCEF’e verilmiş olması da bunun kanıtı ve şahididir.
İkinci Cihan Savaşı’ndan ancak 7 yıl geçtiği bir sırada UNlCEF’in Avrupa’da, Latin Amerika’da, Asya’da ve Afrika’da yaptıklarının etkisinde kalan ABD Cumhurbaşkanı Franklin Roosevelt’in eşi Eleanor Roosevelt, Birleşmiş Milletler topluluğuna hitaben yaptığı konuşmada şu sözleri söylemiştir:
“Dünya’nın 500 milyon muhtaç çocuğu için tek ümit UNlCEF’dir”.
UNICEF kuruluşunun ilk yıllarında, savaşın harap ettiği Avrupa’da çocukların durumunda belli bir düzelme sağlanmasına önemli katkıda bulunmuştur. 1950’li yıllarla birlikte UNICEF konuya daha genel ve kapsamlı bir açıdan bakmaya başlamıştır. Bütün dünyadaki çocuklara yardım için daha uzun vadeli hedeflerin oluşturulması için çaba sarf etmiştir. En genel anlamda kamuoyunun UNICEF etkinliklerine katılmasını sağlamak amacıyla, Türkiye’de olduğu gibi çeşitli ülkelerde de UNICEF Milli Komiteleri oluşturulmuştur. Özünde bu komitelerin görevi, uluslararası bir kuruluş olarak UNICEF ile UNICEF etkinliklerinin sürdüğü ülkelerin halkı arasında gerekli iletişimi kurmak ve UNICEF amaçlarına her yönden katkıda bulunmak şeklinde özetlenebilir.
UNlCEF’in ilgi alanı 1960’lı yıllarla birlikte daha da genişlemiştir. Öğretmen eğitimi, ilkokullar için çeşitli materyal ve donanımların geliştirilmesi, eğitim programlarının uyarlanması ve bazı durumlarda yeniden hazırlanması, anne ve çocuk sağlığı, aile planlaması, büyük kent merkezleri için temiz su, sanitasyon ve çevre sorunları da UNlCEF’in ilgi ve etkinlik alanına girmiştir.
1978 yılı, UNlCEF’in tarihi açısından bir mihenk taşı olmuştur. O yıl UNlCEF’in Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ile ortak çabaları, Alma Ata’da uluslararası bir konferansın toplanması ile sonuçlanmıştır. Alma Ata Konferansı, halk sağlığı alanında net hedeflerin belirlenmesi açısından önemli olmuştur.
1980’li yılların gelişmelerine hız kazandıran bir başka olay ise, 1979 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Çocuk Yılı’dır. Bu yeni girişimin amacı, dünya kamuoyunun dikkatini çocukların sorunlarına ve çocukların refahı ile ilgili konulara çekmek olmuştur.
1980’li yıllar, aynı zamanda 1990’a kadar aşılarla korunulabilen hastalıklara karşı “Evrensel Çocuk Bağışıklaması” şeklinde özetlenebilen büyük çaplı halk sağlığı hedefine yönelik çalışmalara da tanıklık etmiştir. Nitekim 80’li yılların başında, gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yüzde 80’inin bir yaşına gelmeden tam bağışıklanması öngörümüştür. Bu arada 1985’de Türkiye’de başarılan aşı kampanyası dünyada örnek olarak gösterilmiş ve bunun sonucu 5 milyon çocuk aşılanmış ve 22.000 çocuğun muhtemel ölümü önlenmiştir. Neticede uluslararası düzeyde aşılanmada öngörülen hedefe varılmış ve ağızdan sıvı tedavisi ve zatürre kontrolü sonucu ile birlikte yılda ortalama 3.5 milyonun hayatı kurtarılmıştır.
1989-1990 yılları, UNlCEF’in de içinde yer aldığı önemli olaylara tanıklık etmiştir. Bunlardan birincisi, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmesi olmuştur. Sözleşme 26 Ocak 1990 günü imzaya açılmış ve 2 Eylül 1990 günü kabul edilmiştir. 30 Eylül 1990 günü de, belleklerde bugün de tazeliğini koruyan bir toplantı gerçekleşmiştir. O gün Cumhurbaşkanımızın da aralarında bulunduğu 71 devlet ve hükümet başkanı UNlCEF’in girişimiyle 2000 yılına kadar çocukların sağlık, eğitim, beslenme ve çocuk hakları gibi konulardaki hedefleri saptanmış ve bu hedeflere varılması için kararlar almıştır. 1990 yılı Mart ayında da Tayland’da toplanan Dünya Eğitim Konferası’nda herkes için eğitim ilkesini kabul edilmiştir.
Birçok ülke iç savaş sırasında; 1984’de El Salvador ve Lübnan’da, 1989’da Sudan’da ve 1991’de de Irak’ta UNlCEF’in girişimiyle savaşa ara verilerek çocukların aşılanmasına, onlara ilaç verilmesine ve beslenmesine imkân sağlamıştır. Ayrıca Kamboçya’nın Khmer Rouge katliamında UNICEF aracılığı ile rehabilitasyon sağlanmıştır.
1992 Kasım ayında UNlCEF’in İcra Direktörü merhum James R Grant, UNICEF Türkiye Milli Komitesi Başkanı Prof. İhsan Doğramacı ile birlikte kurşun geçirmez yelek ve miğferler kuşanıp, eski Yugoslavya’da çarpışan tarafların çocuklarına yaklaşan kışı geçirebilmeleri için yardım malzemesi taşıyan kamyonlardan oluşan bir konvoyun başında, tüfek mermileri arasında ve mayın tarlalarından bu ülkeye giderek yardım sağlamaları dünya kamuoyunda büyük takdirle karşılanmıştır.
UNICEF 1951’den bu yana Türkiye ile sıkı bir işbirliği içerisinde olmuştur. Dünya Sağlık Teşkilatı, Türkiye Hükümeti ve UNICEF Türkiye Milli Komitesi ile sıkı işbirliği yaparak Ana-Çocuk Sağlığı çalışmalarının yaygınlaştırılması ve özellikle o dönemde yaygın görülen sıtma, verem, trahom ve cüzzam gibi hastalıklarla mücadelede büyük başarı sağlanmıştır.
1980’li yıllarda da özellikle ana çocuk sağlığı, aile planlaması ve eğitim konularında Türkiye ve UNICEF arasında işbirliği devam etmiş, UNICEF Türkiye Milli Komitesi de UNlCEF’in tanıtılmasını sağlamak ve UNICEF hedeflerini gerçekleştirmek açısından katkıda bulunmuştur.
Ödül Gerekçesi
Dünya çocuklarının sağlıklı büyümelerini hedef alması ve bu konuda bütün ülkelerin çocuklarına gerekli yardımlarda bulunması, Türkiye’de de çocukların sağlık, beslenme ve eğitim konularından başka, nüfus kontrolü, sanitasyon ve çevre koruması konularında da etkin faaliyetlerde bulunması, bu faaliyetleriyle Atatürk’ün çocuklara verdiği önemi pekiştirmesi, geleceğin büyükleri olan çocuklara sevgi ve dostluk kavramlarını aşılayarak, uluslararasında dostluk, anlayış ve iyi niyet duygularının geliştirilmesine ve bu yolla Yüce Önder Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesinin amaçlarına katkıda bulunması gerekçeleri doğrultusunda ödülün UNICEF’e verilmesi uygun görülmüştür.