YÜKSEK KURUM BAŞKANI HEKİMOĞLU, 4. ULUSLARARASI TÜRK-GÜRCÜ İLİŞKİLERİ SEMPOZYUMU’NA KATILDI

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Gürcistan’ın Sokhumi Devlet Üniversitesinin iş birliği ile düzenlenen 4. Uluslararası Türk-Gürcü İlişkileri Sempozyumu 26-28 Kasım 2021 tarihlerinde Sokhumi Devlet Üniversitesinin ev sahipliğinde Tiflis’te gerçekleştirildi.

Sempozyumun açılış törenine Türkiye’nin Tiflis Büyükelçisi Fatma Ceren YAZGAN, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet HEKİMOĞLU, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol ÇETİN, Sokhumi Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zurab KHONELİDZE, Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi Kafkas Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Musa KASIMLI, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim TELLİOĞLU ile Türkiye ve Gürcistan’dan çeşitli üniversitelerin yetkilileri, tarih uzmanları ve bilim adamları katıldı.

BİZ BUGÜN TARİHİMİZİ YAZIYORUZ.”

Açılış töreninde söz alan Türkiye’nin Tiflis Büyükelçisi YAZGAN, sempozyum ve diğer benzer aktiviteler ile iki ülkenin zaten yakın ilişkilerinin daha da güçlenmeye devam ettiğini kaydederek “Biz bugün tarihimizi yazıyoruz.” şeklinde konuştu. Türkiye olarak Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğine somut destek verdiklerini ifade eden YAZGAN, Abhazya ile Güney Osetya sorununun Gürcistan sınırları içerisinde barışçıl yöntemlerle çözüleceğine inandığını söyledi.

İNSANA DOKUNACAK İŞLER YAPALIM”

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet HEKİMOĞLU ise sempozyuma katılmaktan memnuniyet duyduğunu, ikili ilişkileri güçlendirecek benzer programların düzenlenmesini her zaman destekleyeceklerini aktardı. Prof. Dr. HEKİMOĞLU, gelecekte gerçekleşecek bu tür etkinliklerde özelikle gençler için dil, kültür, sanat ve edebiyat konularının da ayrıca ele alınması gerektiğini belirterek “O zaman gelin, tarihteki güzel anıları yeni nesillere aktarmak için daha çok insana, daha çok vatandaşa ve daha çok gence dokunacak işler yapalım.” şeklinde konuştu.

TÜRK-GÜRCÜ İLİŞKİLERİ HAKKINDA 7 KİTAP YAYIMLANDI

Türk Tarih Kurumu Başkanı ÇETİN, Türk Tarih Kurumu tarafından 90 yıl boyunca gerek Türkiye’de gerek bölgesel anlamda son derece önemli faaliyetlerin sürdürüldüğünü aktararak “Bugüne kadar Türk-Gürcü ilişkileri hakkında 7 kitap yayımladık. Kafkasya bölgesi ile ilgili de 34 yayınımız var.” dedi. “Küresel emperyalizm millî kimlikleri, millî duruşları, yerli düşünceleri çok sevmiyor.” ifadesini kullanan Prof. Dr. ÇETİN, tarih uzmanlarının gelecek nesillerin millî kimliklerini koruyarak yetiştirmesi konusunda daha fazla çaba göstermeleri gerektiğini vurguladı.

ÜNİVERSİTEMİZ İÇİNDE ATATÜRK’ÜN ADININ ANILMASI GURUR VERİCİ”

Rektör Prof. Dr. KHONELİDZE, Üniversitesinin böylesi anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapmasından dolayı memnuniyet duyduklarını belirterek Türk-Gürcü ilişkilerinin önemini vurguladı. Prof. Dr. KHONELİDZE, “Mustafa Kemal ATATÜRK, Türk Tarih Kurumunu kurdu. Türk vatandaşları Mustafa Kemal ATATÜRK ile gurur duyuyor, gelecek nesilleri de gurur duyacak. ATATÜRK’ün adının bu Üniversite içinde anılması son derece gurur verici.” dedi.

DOST VE KARDEŞ HALKLAR”

Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi Kafkas Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. KASIMLI da Türk, Gürcü ve Azerbaycan halkının dost ve kardeş halklar olduğunu ve bu halkın birleştirici bir güce sahip olduğunu kaydetti. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. TELLİOĞLU ise bugüne kadar düzenlenen sempozyumların ülkeler arasındaki tarihi araştırma konusunda etkili sonuçlar verdiğini aktararak “Bu toplantılarımızın geri dönüşü o kadar iyi oldu ki artık iki ülkenin ve iki toplumun birbirine bakışı oldukça değişmiş oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

SEMPOZYUMDA 20. YÜZYIL TÜRK-GÜRCÜ İLİŞKİLERİ MASAYA YATIRILDI

Teması 20. yüzyılda Türk-Gürcü ilişkileri olarak belirlenen sempozyumda; Müslüman Gürcülerin Osmanlı Devleti’ne göç etmesi, Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Rus ilişkileri, Bolşevik ihtilalinin Türk-Gürcü ilişkilerine etkileri, Brest-Litovsk Antlaşması ile Türk-Gürcü görüşmeleri, Trabzon Konferansı, Batum Konferansı, Gürcistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi ve bunun iki ülke ilişkilerine etkileri, Mondros Mütarekesi’nde Güney Kafkasya, Sovyet Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi, Millî Mücadele Dönemi’nde Türk-Gürcü ilişkileri, Moskova ve Kars Antlaşmaları, Stalin Dönemi’nde Türk-Gürcü ilişkileri, Ahıska Türkleri sürgünü, Soğuk Savaş Dönemi Türk-Gürcü ilişkileri gibi konular ele alındı.